Sağlıklı kemik ve eklemlere sahip olmak, hareket özgürlüğünü sağlayan ve yaşam kalitesini yükselten en önemli unsurlardan biri. Kemik ve eklem ağrıları ise, tam aksine hareketlerimizi sınırlayan, günlük yaşantımızda fazlasıyla zorluk çıkarabilen bir problem.
Dayanıklı bir vücudun anahtarı güçlü kemikler ve hareket özgürlüğünü borçlu olduğumuz eklemler, yaşam boyu sağlıklı kalmalı. Bu gerekliliğe ters düşen ve gündelik hayatın kalitesini düşüren kemik ve eklem ağrıları, farklı sebepler sonucu oluşabiliyor. Fakat bu problem çözümsüz değil. Yaygın olarak diz ağrısı, omuz ağrısı, bel ve sırt ağrısı olarak kendini gösteren kemik ve eklem ağrılarını azaltmanın en etkili yöntemleri için yazımızı okumaya devam edebilirsiniz.
Kemik ve Eklem Ağrılarına Neden Olan Faktörler
Kemik ve eklem ağrıları, ilerleyen yaş, zorlayıcı fiziksel aktiviteler, fazla kilo, sakatlanma ve enfeksiyon ve kolajen eksikliği sonucu oluşabiliyor. Özellikle diz bölgesindeki eklem, çeşitli egzersizler sonucu kolayca stres altında kalabilen, hassas bir yapıda.
Kemikleri birbirine bağlayan eklemlerde oluşan ağrılar;
- Osteoartrit (kireçlenme)
- Romatoid artrit (eklem iltihabı)
- Bursit (eklemlerde yer alan sıvı dolu keseciğin iltihaplanması)
- Tendinit (tendonlarda zedelenme)
- Gut hastalığı
- Eklemlerde sıvı birikmesi
- Otoimmün hastalıklar (güçsüz bağışıklık sistemi) sonucu oluşabiliyor.
Kemik ağrıları ise;
- Kolajen eksikliği
- Yaralanma ve sakatlanma
- Mineral eksikliği
- Kemik erimesi
- Kemik kanseri
- Lösemi
nedenli olabiliyor.
Doktor kontrolü altında tedavi gördükten sonra, özellikle doğal bir sürecin sonucunda oluşan kemik ve eklem ağrılarını kendi yöntemlerinizle de azaltabilirsiniz.
Kemik ve Eklem Ağrılarına Ne İyi Gelir?
Kemik ve eklem ağrılarının neden olduğu hareketsizlik, zaman içerisinde çok daha büyük problemleri ve sağlık sorunlarını beraberinde getirir. Bu nedenle çok geç olmadan önlem almak ve sağlıklı kemik ve eklemlere kavuşabilmek için en etkili yöntemlere başvurmak gerekir.
Beslenme düzeni, kemik ve eklem sağlığını da etkiler
Genel sağlığın belirleyici unsurlarından olan beslenme düzenimiz, kemik ve eklem sağlığında büyük bir rol oynuyor. Örneğin, kalsiyum açısından zengin gıdalar tüketmek, kemiklerin dayanıklılığını artırıyor. Kemik ağrılarına karşı erkenden önlem almak için, kalsiyum oranı yüksek gıdaları (süt ve süt ürünleri, yeşil yapraklı sebzeler, fıstık, badem, ceviz, balık ve baklagiller) beslenme düzenine eklemeniz gerekiyor. Çünkü kalsiyum eksikliği durumunda kemik yoğunluğu azalıyor, akabinde ağrılar meydana geliyor.
Güçlü kemik ve eklemler için beslenme düzeninize omega 3 yağ asitleri, antioksidan ve kemik hücrelerinin sentezlenmesine destek olan C vitamini içerikli gıdaları da ekleyebilirsiniz.

Egzersizler, kemik ve eklemlerin dostu
Ağır egzersiz hareketleri kemik ve eklemlerin kısa süreliğine zedelenmesine ve sakatlanmaya neden olabilse de, düzenli egzersizler kemik ve eklem sağlığına iyi geliyor. Araştırmalara göre, romatoid artrid (eklem iltihabı) problemi yaşayan bireylerin haftada birkaç gününü egzersize ayırması, ağrıları geride bırakmayı sağlıyor, eklemlerin esnekliğini artırıyor.
Egzersizler aynı zamanda kilo kontrolünü sağladığı için, fazla kilonun yarattığı kemik ve eklem ağrıları da kontrol altına alınıyor. Fiziksel aktivitelerin yetersiz seviyede olduğu durumlarda ise kemik erimesi problemi gözlemlenebiliyor. Tabii ki tüm bu egzersizlerin hafif hareketleri içermesi, kemik ve eklemleri zorlamaması ve doktor kontrolünden sonra gerçekleştirilmesi gerekiyor.
Meditasyon ile ruhunuzu dinlendirirken, ağrıları dindirin
Araştırmalara göre meditasyonun çeşitli formları, romatoid artritten muzdarip kişiler üzerinde iyileştirici güce sahip. Çünkü meditasyon, mental sağlığı ve iç huzuru yakalamanın en etkili yollarından biri. Ve meditasyonun stres üzerindeki olumlu etkisi, inflamasyonu ve ağrıları da azaltmaya yardımcı oluyor.
Kemik ve Eklemlerin İhtiyaç Duyduğu Vitamin ve Mineraller
Kemik ve eklem sağlığını desteklemenin ve ağrılara karşı önlem almanın en etkili yollarından biri gerekli vitamin ve mineralleri içeren besin takviyeleri kullanmak. Peki, hangi vitamin ve mineralleri barındıran bir takviye kullanmalısınız?
N-Asetil-D-Glukozamin
N-asetil-D-glukozamin, söz konusu kemik ve eklem sağlığını desteklemek olduğunda, karşınıza her zaman çıkabilecek bileşenlerden biri. Hyaluronik asitin temel bileşeni olan N-asetil-D-glukozamin, yıllardır yapılan araştırmalara göre eklem hasarını büyük ölçüde azaltıyor, eklemlerin esnekliğini artırıyor ve vücuttaki iltihaplanmayı kontrol altına alıyor. Vücuttaki üretimi yıllar içerisinde azalmaya başladığı için, takviye olarak kullanılması gerekiyor.
Kondroitin Sülfat
Kondroitin sülfat, tıpkı N-asetil-D-Glukozamin gibi kıkırdağı oluşturan yapı taşlarından biri. Eklem hareketliliğine katkıda bulunuyor ve kıkırdak dokuların su tutmasında görev alıyor. Eklem ağrıları ve doku hasarlarını azaltmaya ve onarmaya yardımcı olan kondroitin, vücudumuzda doğal olarak mevcut olsa da ilerleyen zamanla birlikte üretimini azaltıyor. Eklem ve kemik çevresindeki sıvılarda bol miktarda bulunan bu bileşenin devamlılığını sürdürebilmesi için takviye halinde kullanılması gerekiyor.
Tip 1 Kolajen
Kolajen, gençliğe, güzelliğe ve sağlıklı yaşama giden yolda en etkili kaynaklarından biri. Kemiklerin yapısında %90 oranında bulunan tip 1 kolajen, kemik mineral yoğunluğuna katkı sağlıyor ve kemik ile eklemlerin sağlıklı formunu korumasına yardımcı oluyor. Dolayısıyla kemik ağrılarını da azaltıyor. Bu nedenle, özellikle 25 yaşından itibaren tip 1 kolajen takviyesi kullanımına başlamak gerekiyor.
Hareket ve fiziksel aktivite özgürlüğünü sağlayan tüm bu bileşenler, Collagen Advance’in zengin formülünde yer alıyor. Collagen Advance, içeriğinde bulunan 2000 mg tip 1 hidrolize balık kolajeni, 500 mg N-asetil-D-glukozamin ve kondroitin sülfat, 80 mg C vitamini, 50 mg hyalorunik asit ile vücudunuzun ihtiyaç duyduğu en etkili sağlık kaynağı.
(0) Yorum
News Geri dön