Yüksek ihtimal birçoğumuz bu konuda ortak kaderi paylaşıyoruz. Ve bu kaderin odak noktasında cilt gözenekleri var. İnatçılıkta en az cilt lekeleri kadar üstüne tanımayan bu problem için uygulanan geçici çözümlerden biri makyaj bazları. Fakat tüm bu kimyasal ürünlerle cildimizi olumsuz bir sürecin girdabına itiyoruz. Gözenekleri kapatma gayesiyle cildimize uyguladığımız makyaj bazlarının zaman içerisinde yarattığı olumsuz sonuçlar, durumu bir nevi kısır döngüye sokuyor. Halbuki bu döngüyü kırmak ve soruna kökten çözüm üretmek, diğer tüm konularda olduğu gibi daha sağlıklı ve daha güvenilir. 

Cilt Gözenekleri Nedir?

Cildin yapısı, kişiden kişiye göre farklılık gösteren, oldukça kompleks, dış etkenlere farklı tepkimelerde bulunan, yaşlanma sürecinde bile çoğu zaman genetik mirasımızın etkisine göre şekillenen bir durumda.Yaşam tarzına, genetiğe ve mevsimlere göre yanıt veren cilt problemleri arasından sıyrılan ve her cilt tipine selam veren gözenekler, neredeyse hepimizin alışkın olduğu bir sorun. Peki cilt gözenekleri tam olarak neyi ifade ediyor?

Her zaman belirtiyoruz; hepimizin cildinin nefes almaya ihtiyacı var. Makyaj yapmaya ve katman katman bakım ürünleri uygulamaya es vererek, cilt üzerindeki yükü hafifletmek çok önemli. Cildin nefes almasına olanak sağlayan minik kanallar ise gözeneklerimiz. Yani gözenekler, aslında olumlu bir işleve hizmet ediyor. Bir diğer işlevi, cildin derinliklerinde yer alan sıvıların (sebum) yüzeye çıkmasını sağlamak. Ortada bir alışveriş durumu mevcut diyebiliriz. Sıkı ve küçük gözeneklerde bu alışveriş sorunsuz ilerlerken, geniş gözeneklerde zararlı dış faktörlerin istilası, tahmin edileceği üzere çok daha kolay oluyor. 

Gözenekler Neden Genişler?

Gözeneklerin genişlemesine sebep olan kaynakların yelpazesi o kadar geniş ki, cildimizi adeta dört bir yandan istila ediyor gibiler. Ve işin talihsiz tarafı, geniş gözenek problemi sanki kapıda bekliyormuş gibi, her an, her koşulda cilt yüzeyinde hızla yerini alabiliyor. En ufak ihmale gelmeyen, tabiri caizse göz açıp kapayıncaya kadar oluşabilen bu sorun için özenli adımlar atmakta fayda var. 

Gözenekleri, cildin alt katmanlarında üretilen yağın açığa çıkmasını sağlayan bir kanal olarak nitelendirmiştik. İşte bu yağ üretimi sınırı aştığında, derinliklerinde kir biriktiren gözenekler yavaş yavaş genişlemeye başlar. Ekstra sebum probleminin nedenleri ise açık: Sağlıksız beslenme, sigara ve alkol gibi zararlı maddelerin kullanımı, cildi yeterince temizlememe ve bakım yapmayı ihmal etme… Çünkü temizlemediğimiz ve arındırmadığımız gözenekler, nefes alma ihtiyacına yönelik bir adım atar ve yavaş yavaş hacmini genişletir.

Sağlıksız alışkanlıklar ve güneş ışınlarına uzun süre maruz kalmanın yanı sıra yaşlanma ile birlikte azalan kolajen miktarı, cildin elastikiyetini yitirmesine ve gözeneklerin daha belirgin olmasına yol açar. Kolajen eksikliğini tersine çevirmek, var olan gözeneklerin gözle görülür ölçüde azalmasını sağlar.

En Kolay ve Etkili Gözenek Sıkılaştırma Yöntemleri

Her ne kadar inatçı bir problemle karşı karşıya olsak da, geniş gözenekler sonsuza dek kabus gibi üzerimize çökecek değil tabii ki. Uygulaması basit adımlar ve bakım rutininde her zaman bulunması gereken kilit bileşenler önderliğinde, gözenekleri sıkılaştırmak mümkün. 

İlk adım

Cildin etrafını çepeçevre saran faktörler sonucu tıkanan gözenekler, haliyle genişlemeye başlar. Bu temel nedenle birlikte, cildi temiz tutmanın önemi de açığa çıkar.

Makyaj, cildin en büyük düşmanlarından biri. Gün sonunda makyajınızı temizlemeden uykuya dalmak ise, cildinize yapabileceğiniz en büyük kötülüklerden. Uyku saatleri, cilt hücrelerinin kendini yenileme evresine denk gelir. Dolayısıyla bu evreyi cildi temizleyerek ve zengin bileşenler uygulayarak desteklemek olumlu sonuçlar doğurur. Makyaj yapmasanız bile, cilt gözenekleri gün içerisinde pek çok etkiye maruz kalır ve gözeneklerin mutlaka arındırılması gerekir. Böylece arındırılan cilt rahat bir nefes alır ve ekstra sebum salgısı dengelenmiş olur. 

İkinci adım

Cildinizi nemlendirmek, yumuşak ve canlı bir görünümden öte cilt esnekliğine de katkıda bulunan bir aşama. Esnek ve sıkı bir cilt ise, gözeneklerin gözle görünürlüğünü engeller. Cilt yapınıza uygun bir nemlendirici serum, düzenli kullanımla birlikte gözeneklere karşı verdiğiniz mücadelede başarı elde etmenizi sağlar. 

Üçüncü adım

Bakım rutininizin odağına, cildi sıkılaştıran “esas” bileşeni dâhil etme vakti geldi, belki de geçiyor… İlk sırayı kapan ve son dönemlerde de yükselişe geçen sıkılaştırıcı bileşen ise tabii ki kolajen. 

Dış etkenler ve yaşlanmaya bağlı vücuttaki doğal üretimini azaltan kolajenin faydaları, esasında pek çok kola ayrılıyor. Kolajeni, çeşitli cilt problemlerinin çözümünün ortak paydada buluştuğu bir mucize olarak değerlendirebiliriz. Esas olarak cildin gençliğinden sorumlu olan kolajen, cildi sıkılaştıran etkisiyle gözeneklerin görünümüne de el atıyor. Düzenli olarak içilebilir balık kolajeni kullanmak, gözenekli cilt görünümünün yerine daha pürüzsüz ve sıkı bir cilt vaat ediyor.