Bu site tarayıcınız için sınırlı desteğe sahiptir. Edge, Chrome, Safari veya Firefox'a geçmenizi öneririz.

ElySuisse web kanalları ve eczaneler dışında, internet üzerinde farklı mecralarda satışı yapılan ürünlerimiz ile ilgili orijinallik garantisi verilmemektedir.

Alışveriş Sepeti
Hediye kartları ve indirim kodu Ödeme Sayfasında Kullanılmaktadır

Sepetiniz Boş

Alışverişe Devam et

Beslenme Düzeni Ruh Halimizi Etkiler Mi?

Yaşam kalitesinde bütünsel bir etki yaratan beslenme düzenindeki alışkanlıklar, ruh halimizin belirleyici unsurlarından biri.

Fiziksel ve mental sağlığın birbirinden bağımsız olması düşünülemez. Ruh hali ve sağlıklı bir beden, birbiriyle daima etkileşim halindedir. Büyük ölçüde sahip olduğumuz alışkanlıklar ve yaşam tarzı ile şekillenen bedensel sağlığımız, psikolojik durumu da belirleyici konumdadır. Dolayısıyla beslenme düzeni, ruh haline doğrudan etki eder. Peki beslenme düzeni, ruh halimizi nasıl etkiler? Stresli, kaygılı, huzursuz bir ruh haline, gün içerisinde tükettiğiniz besinlerin de neden olabileceğini biliyor muydunuz?

Sağlıklı beslenmek, formda olmanın çok daha ötesinde faydalar barındırır

Kabul etmek gerekir ki, beslenmenin etkilerine oldukça dar bir çerçeveden bakıldığı zamanlar oluyor. Yalnızca temel bir ihtiyaç olarak yerine getirilen beslenme olgusu, faydalarına odaklanıldığında bile çoğunlukla fiziksel açıdan değerlendiriliyor. Oysa ki beslenmenin, vücudumuza ve kilo kontrolüne etkilerinin dışında mucizevi bir sonucu var: Stres ve depresyondan uzak bir ruh hali. 

Burada yanılgıya düşmememiz gereken bir nokta var, tüketildiğinde anlık olarak endorfin (mutluluk hormonu) salgılamamıza yol açan, özünde pek çok zararı barındıran yiyeceklerin, uzun vadede psikolojik duruma hiçbir katkısı yok. Örneğin, bol karbonhidrat veya aşırı rafine şeker içeren yiyecekler an içerisinde bizi mutlu ediyor olsa da, bu yiyeceklerin uzun vadede hem fiziksel hem de zihinsel açıdan olumsuz sonuçlar doğurabilen, stresi tetikleyebilen nitelikleri mevcut.

Beslenme düzeni ve ruh hali arasındaki bağlantı, beynimiz ve “ikinci beyin” olarak da adlandırılabilen bağırsaklarımız aracılığıyla kuruluyor. Bağırsakta yer alan mikroplar, psikolojimize etkisi bulunan serotonin ve dopamin gibi nörotransmitterler üretiyor. 

Besin değeri yüksek ve sağlıklı yiyecekler, iyi bakterilerin oluşumunu tetikleyerek bahsettiğimiz nörotransmitter üretimine katkıda bulunuyor. Tam tersi durum, yani besin değerinden yoksun gıdalar tüketmek, nörotransmitter üretimine zarar veren inflamasyona (iltihap) neden oluyor. 

Peki, yiyeceklerin ruh halini iyileştiren gücünden yararlanmak için ne yapmak gerekiyor? “Denge” buradaki en önemli unsur. Beslenme düzeninde sağlıklı olandan yana dengeyi sağlamak, stresten ve depresyondan uzak bir yaşamı da beraberinde getiriyor. Ek olarak, düzenli beslenmek kan şekeri seviyesini dengeleyerek fiziksel yorgunluk ve gergin bir ruh halinden uzak olmanızı sağlıyor. 

Ruh Halimizi İyileştiren Gıdalar ve Besin Takviyeleri

Bütünsel sağlığın en büyük gerekliliklerinden biri olan sağlıklı beslenme, dengeyi kurabilmek ile ilgili. Araştırmalara göre vitamin, mineral, protein, antioksidan, kolajen ve lif değeri yüksek gıdaları yeterli ölçüde tüketmek, ve elbette ki kaliteli uyku, egzersiz gibi sağlıklı yaşamın diğer unsurlarını da rutininize eklemek, ruh halinde stabil bir huzuru yakalamanızı sağlıyor. Öncelikli adımınız, işlenmiş gıdalardan ve paketlenmiş ürünlerden mümkün olduğunca uzak durmak. 

Beslenme Düzeni Ruh Halimizi Etkiler Mi?

Antioksidanlar

Serbest radikallerin yarattığı oksidatif stres, beyin hücrelerine zarar vererek mental durumda hasarlar yaratıyor. Güçlü bir bedenin ve cildin kahramanı antioksidanlar, oksidatif stresin yarattığı inflamasyonla mücadelede vücudumuzu tepeden tırnağa koruyor. Beslenme düzeninizde yer verebileceğiniz yeşil yapraklı sebzeler, kırmızı meyveler, enginar, ceviz, bitter çikolata gibi besinler ise yüksek oranda antioksidan içeriyor. Bunun yanı sıra, ko-enzim Q10, yeşil çay polifenolleri gibi güçlü antioksidanlar içeren besin takviyelerinden de faydalanabilirsiniz.  

Mineraller

Çinko, demir, magnezyum gibi mineraller, nörolojik fonksiyonlarda oldukça önemli bir role sahip. Mineral eksikliği, bağırsaklardaki bakterilere zarar vererek depresyon ve anksiyeteyi tetikleyebiliyor. 

Prebiyotikler ve Probiyotikler

Mutluluğun anahtarı prebiyotikler ve probiyotikler, fermente gıdaların içeriğinde bolca bulunuyor. Yoğurt, kefir, boza gibi probiyotikler, bağırsakların en büyük dostu olarak biliniyor. Tahıl ürünleri, soğan, sarımsak ve muz gibi besinleri içeren prebiyotikler de vücudumuzda aynı işlevi görüyor. 

Vitaminler

Sağlıklı bir yaşamın her noktasında var olan vitaminler, stres yönetiminde de görevini başarıyla yerine getiriyor. Örneğin, serotonin üretimini destekleyen D vitamini, kemik gelişimine sağladığı katkıyla birlikte beyin hücrelerini olumlu etkilemesiyle biliniyor. Hatta ileri seviyede D vitamini eksikliği, şizofreni riskini ve depresif bir ruh haline yatkınlığı artırıyor. 

Öte yandan B vitamini kompleksi içeren gıdalar ve besin takviyeleri, hafızayı güçlendiriyor, bilişsel bozulmayı önlüyor ve zihinsel sağlığa katkıda bulunuyor. Eksikliği durumunda ise ruh hali baştan aşağı olumsuz etkilenebiliyor. Önemli bir B vitamini kompleksi olan folik asit, dopamin üretimini artırıyor. 

C vitamini, güçlü bir bağışıklık sisteminin ve sağlıklı bir cildin başlıca bileşenlerinden. Aynı zamanda iyi bir ruh hali ve beyin sağlığı ile de ilintili. Pek çok meyve ve sebzeden edinebileceğiniz C vitaminini, günlük ihtiyacınızı karşılamak adına takviye halinde de kullanabilirsiniz. 

Sağlıksız, dengesiz ve “ağır” beslendiğiniz günleri düşünün. Ve daha sağlıklı adımlar atmaya karar verdiğiniz süreçte uyguladığınız beslenme rutinini… Bedeninizde yaşanan değişimle birlikte, mental olarak hafiflediğinizi fark etmişsinizdir. Bu küçük değişime şahit olmak bile, günlük beslenme rutininizi doğru besin ve takviyelerle zenginleştirmeye değer. 

Beslenme düzeni ve ruh sağlığı arasındaki bu güçlü bağ yadsınacak gibi değil. Elbette ki sağlam bir psikolojiye çıkan tüm yollar dengeli beslenmekten geçmiyor, hatta bu gibi durumlarda önceliğiniz her zaman bir uzmana danışmak olmalı. Fakat araştırmaların ışığıyla görebiliyoruz ki, mutluluğun inşasında gıdaların da payı var.

(0) Yorum

Yorum yapın